Shoshin, 初心, başlangıç zihni ya da yeni başlayanın zihni anlamına gelen bir kavramdır. Shoshin, acemi zihin olarak ta ifade edilebilir. Özellikle Zen Budizmi ve Japon Savaş Sanatları eğitiminde kullanılan bu kavram; bir konuyu araştırırken, öğrenirken ya da çalışırken -o konu hakkında ileri derecede bilgi sahibi olunmasına rağmen ya da o konuda usta bir kişi olunsa dahi- onu sanki yeni öğreniyormuş, o bilgiyle ilk kez karşılaşıyormuş ya da onu ilk kez çalışmaya başlıyormuş gibi; açık, hevesli ve önyargısız bir tutum takınılmasını ve o konuya ya da öğretiye bu tutum ile yaklaşılmasını ifade etmektedir. Bu açıklık, heves ve önyargısızlık hali Savaş Sanatları çalışan bizler için son derece önemlidir.
Şüphesiz ki kişi; bir konu hakkında her ne kadar uzman olursa olsun, kendisinin yeterince olgunlaştığı hissine kapılarak kendisini öğrenmeye ve gelişmeye kapattığında kaybetmeye de başlayacaktır. Kişi kısa vadede kaybetmese bile (ya da kaybettiğini fark etmese bile), olası gelişimini erteleyecektir. Oysa ki; ne kadar ham olduğumuzu unutmadan (yol ve öğrenmenin sonsuzluğunu aklımızdan çıkartmadan), sürekli olarak yeni şeyler öğrenmeye açık olmak, hevesle öğretiyi aramayı sürdürebilmek ve bulduğumuzda da (ya da onunla karşılaştığımızda da) onu ilk kez keşfediyormuşçasına yaklaşmak kişiyi sürekli olarak geliştirecektir.
Biz Aikidoka’lar için, Shoshin kavramı son derece önemlidir. Bir Aikidoka seviyesi ne kadar ileri olursa olsun, başlangıç zihnini elden bırakmamalıdır. Kişi bir tekniği her çalışışında, o tekniği sanki ilk kez öğreniyormuşçasına o tekniğe yaklaşmalıdır. Bir Aikidoka, tekniklerin sonundaki havalı fırlatışlara ya da kilitleme hareketlerine odaklanmak yerine; tekniğin temel adımlarına-girişine, el haraketlerine, püf noktalarına, denge bozumuna, doğru zamanda doğru yerde olabilmeye odaklanmalıdır. Kişi, ancak bu sayede çalışılan teknikte ve dolayısıyla da Aikido’da gelişim elde edilebilecektir. Kişi teknikleri öğrendikçe ve yol’da geliştikçe, Shoshin kavramını yitirmemeli, bu kavramı zihnine ve benliğine iyice yerleştirmeye çalışmalıdır. Şahsi Aikido yolculuklarımız sırasında bu kavramın yitirimesi ve başlangıç zihninden uzaklaşılması bizi zaman içerisinde olduğumuz noktanın da gerisine götürecektir. Öğrenmeye olan açıklığımızı, hevesimizi ve önyargısızlığımızı daima korumaya çalışmalıyız.
“Yeni başlayanın zihninde çok fazla olasılık vardır. Ama bir eksperin/ustanın zihnindeki olasılıklar çok daha azdır.”
Bu cümle Shoshin kavramıyla bağlantılı olarak, ünlü Budist Rahip Shunryu Suzuki tarafından kaleme alınmış olan Zen Mind, Beginner’s Mind (Bu kitap; Zen Zihni, Başlangıç Zihnidir adıyla, Cem Şen tarafından dilimize de çevrilmiştir.) kitabından alıntılanmıştır.
“Yeni bir şeyi ilk kez keşfeden bir çocuğun gözlerindeki parıltıyı yitirmemek, sürekli öğrenirken sürekli gelişmek için son derece önemlidir.”
Başlangıç zihnini tutabilmek ve bu kavramı içselleştirmek bir Aikidoka’nın; bir tekniği her tekrar edişinde o tekniğe farklı açılardan bakmasına, o tekniği yeniden öğrenmesine ve o tekniği yeniden keşfetmesine olanak sağlayacaktır. Buna karşılık kendisini olgun gören bir Aikidoka, o tekniği sadece bildiği şekliyle uygulamaya devam edecek ve kendisini olası gelişime kapatacaktır. Başlangıç zihnini devre dışı bırakmak kişiyi yenilikleri algılamaktan da uzak bırakacaktır. Kendime ve değerli öğrencilerime her zaman söylediğim bir söz vardır.
“Dojo’da daima elinde boş bir kap ile. Çünkü dolu bir kabı, daha da dolduramazsın.”
Bu söz ile ifade edilmek istenen şey, başlangıç zihninin benzeri ve hatta başlangıç zihninin ta kendisidir.
“Öğrenmeye açık, önyargısız bir yaklaşım öğrenmenin anahtarıdır.”
Biz Aikidoka’lar özellikle farklı Sensei’ler tarafından verilen seminerlere ya da keiko’lara katıldığımızda kaplarımızı boşaltmalı ve kendimizi yolun başındaki bir Aikidoka gibi önyargısız, hevesli ve öğrenmeye açık hale getirmeliyizdir. Kabımızın doluluğu bizi başlangıç zihninden uzaklaştırır ve usta zihnine sokar. Bu da en basit anlatımıyla; orada gösterilen teknikler her ne şekilde gösterilirse gösterilsin, onları yapmaya çalışmaktansa, bizi kendi bildiğimizi uygulamaya devam etmeye yöneltecektir. Orada gösterilenlere ve çalışılanlara aldırmaksızın kendi bildiklerimizi tekrar edeceğimiz bir seminer ya da çalışmanın şüphesiz ki bize kardio egzersizi dışında bir faydası olmayacaktır.
Shoshin, başlangıç zihni ya da yeni başlayanın zihni; kişiye olaylara farklı açılardan bakabilme, problemlere farklı çözümler üretebilme ve egoyu dizginleme konularında da eşsiz avantajlar sağlayacaktır.
Gözlerinizde, yeni birşeyler keşfeden bir çocuğun ışıltısını daima koruyabilmeniz dileğiyle…
#sendeaikidoyap #aikidobozdogan #aikidobozdoganblog #aikido #aikikai #aikidoaikikai #aikikaiaikido #hombudojo #aikikaihombudojo #japaneselifestyle #keiko #dojo #sensei #aikidoka #senpai #kişiselgelişim #çocuklariçin #çocuklarherşeyedeğer
Comments