top of page
Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

EVDE NASIL ve NEDEN AIKIDO ÇALIŞMALIYIZ

Evde kaldığımız şu zorlu süreçte pek çoğumuzun önceliği ertelediklerimize zaman ayırmak ve daha fazla ertelememeye çalışmak sanırım. Şüphesiz ki; aile sahibi olanların ve ebeveynlerin ilk önceliği ailesi ve çocukları oluyor genelde. Tıpkı normal hayat akışlarımızda olduğu gibi…


Sosyal mesafelerimizi koruyarak evde kalmaya çabaladığımız, mecbur olmadıkça dışarıya çıkmadığımız bu süreçte her birimiz; pek çok şeyler öğrendik, hayatımıza yenilikler ekledik, alışkanlıklarımızı değiştirdik-ekledik-azalttık, zorlandık, dağıldık, geliştik, geriledik ya da ilerledik. Maddi yoksunluklardan dolayı endişeye düştük, ailemizdeki kronik hastalık sahibi kişiler ya da çocuklarımız için kaygılandık ve çokça da korktuk. Bazılarımız yeni online kurslara yazıldık, eğitim programlarına kayıt olduk ve bazılarımız ise yaşadığımız kaygılar sebebiyle malesef online destek programlarına başvurduk. Pek çoğumuz hobilerimizi derinleştirdik, ve yenilerini kazanmaya çalıştık. Bir kısmımız da hali hazırda yapmakta olduklarımızda kendimizi geliştirmeye odaklandık. Çok yorgun olanlarımız durdu, dinlendi, nefeslendi. O ya da bu şekilde, öyle ya da böyle Mart ayının ortasında bizlerin gündemine giren bu Corona Virüs sürecinde Nisan ayınının ortasını geride bıraktık.


Ben bu makalemde Aikido Sanatı’na değinerek; “Evde Aikido antrenmanlarımıza nasıl devam edebiliriz?” ve “Evde Aikido antrenmanlarımıza neden devam etmeliyiz?” sorularının kendimce cevaplarını sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Bu yazıda teknik isimleri, kalıplar, tavsiyeler paylaşmak yerine; kendi düşüncelerime ve kendi yaptıklarıma değiniyor ve sizlere ufak antrenman tavsiyerlerinde bulunuyor olacağım.


Burada kaleme alacaklarım; hali hazırda Aikido yapmakta olan çocuk, genç ve yetişkin Aikidoka’ların daha rahat anlayabilecekleri cümleler olacaktır. Çocuğu Aikido yapmakta olan ebeveynler için de; özellikle evde Aikido eğitimi konusunda destekleyici bir metin olmasını umuyorum. Dilerim ki yine; Aikido felsefesine ve öğretisine ilgi duyan ve ilerleyen dönemlerde bu Sanata başlamaya düşünenler için de umarım fikir verici bir makale olabilir.


Öncelikle;


“Evde Aikido antrenmanlarımıza nasıl devam edebiliriz?”


İlk önce kendinize bir antrenman metodu belirleyerek işe başlayabilirsiniz. Karma bir antrenman mı? Isınma ve teknik çalışması gibi. Yoksa parça parça bir antrenman mı? Bir derste belirli egzersiz ve hareketler bir derste farklı egzersiz ve hareketler. Derin tekniksel bir antrenman mı? Belirleyeceğiniz teknikler doğrultusunda yapacağınız, teknik odaklı bir antrenman.


Haftanın belirli günlerinde ya da her gün antrenman yapmak tabii ki sizin seçiminiz. Bu seçim; biraz isteğiniz, biraz kendi kendinize Aikido çalışma hevesiniz, biraz zamanınız ve biraz da imkanlarınızla alakalı tabii ki. Başlangıç ve orta seviye öğrenciler için; bence ilk başta haftada iki ya da üç gün, kırk beş dakika ya da bir saatlik antrenmanlar yeterli olacaktır. Bu süreler kulağınıza korkutucu geliyorsa; antrenmanlarınızı on beş ya da yirmi dakikalık periodlara bölerek te antrenman planlamanızı yapabilirsiniz. Sonuçta önemli olan bir periodtaki uzunluktan ziyade, sizin düzenli olarak Aikido antrenmanı yapıyor olmanız. Burada odaklanmanız gereken başkalarının ne yaptığı ya da yapmakta olduğu değil. Unutmayın ki; bu bir yarış veya mücadele değil, kendinize odaklanmalısınız. Kendi gün ve saatlerinize (saat aralıklarınıza, örneğin bugün on iki ile beş arasında antrenman yapacağım gibisinden.) karar verdikten sonra da program içeriğinize odaklanabilirsiniz. Gün ve saatlerinize diyorum çünkü; bence burada bir disiplin oluşturması açısından belirli günleri ve hatta mümkünse saatlerinizi ya da en azından saat aralıklarınızı netleştirmek sizi daha istikrarlı ve düzenli bir antrenman düzeni içerisine sokacatır. Bu sayede, antrenmandan antrenmana ve günden güne daha da motive olarak Aikido yolunuza ve çalışmalarınıza devam edebilirsiniz.


Antrenman içeriğinizde temel ısınma hareket ve egzersizlerine, temel adımlama tekniklerine, temel dönüş ve yön egzersizlerine yer verebilirsiniz. Ayrıca her antrenmanınızda, o dersiniz için seçeceğiniz belirli sayıdaki tekniklerin hem nage (tekniği uygulayan) ve hem de uke (teknik üzerinde uygulanan) bölümlerini tek başınıza çalışabilirsiniz. Tekli teknik çalışmalarınız esnasında; tekniklerin adımlamalarına, el hareketlerine, el-ayak-beden uyumuna, teknik zamanlamasına, teknik akış detaylarına, denge bozumuna, tekniği takip eden kişi olarak doğru beden ve adım hareketleriyle tekniği takip etmeye odaklanmanızı naçizane tavsiye ederim. Evinizde uygun bir minder, yumuşak bir halı ya da ilave bir ekipmanın varlığı durumunda ise; temel düşüş egzersizlerinize de antrenmanlarınızda yer vermeniz son derece iyi olacaktır. Keza bu sayede Dojo’larınız açıldığında düşüş teknikleri ve uke’lik olarak çok ta paslanmamış olabilirsiniz, hatta öncekinden ileri bir seviyeye gelmiş olabilirsiniz. Eşli tekniklerin uygulanmasında; tekli antrenman metodu yerine, ailenizden bir bireye bu teknikleri öğretmeyi tercih edebilirsiniz. Kardeşiniz, eşiniz ya da çocuğunuz hali hazırda Aikido çalışıyor ise, bu süreçte çok şanslı olduğunuzun farkına varmalısınız.


Evde Aikido antrenmanlarınızda ayrıca; seviyenize göre bildiğiniz Bokken (tahta kılıç) ve/veya Jo (tahta sopa) tekniklerinize de yer verebilir ya da onları Aikido antrenmanlarınızdan farklı, başka gün ve saatlere sadece Bukiwaza (silah çalışması) antrenmanları olarak planlayabilirsiniz. Kendi seviyenizde bildiğiniz Bokken ve Jo teknikleri bulunmuyorsa; Youtube Sensei’ye danışarak öğrenmeye çalışmak yerine, Dojo’nuzun açılmasını ve bunları bizzat kendi Sensei’nizden (Hocanızdan) öğrenmeyi bekleminizi tavsiye ederim. Çünkü Youtube Sensei; bir öğretmen ya da eğitmen değildir ve bence Aikido’yu öğrenmenin yolu (en azından belirli seviyelere kadar) bu değildir. Belirli seviyelere ve deneyimlere ulaşıncaya kadar Youtube Sensei son derece kafa karıştırıcı olabilir. Kendi Sensei’nizin bu teknik çalışmalarına (bokken ve jo egzersizlerine) ait internet videoları bulunuyorsa da; bence kendisine danışıp, onun müsadesini ve bu konudaki tavsiyelerini aldıktan sonra bu teknikleri uzaktan öğrenmeyi deneyebilirsiniz.


Peki, bokken ve jo çalışmayı biliyoruz ya da Sensei’miz bu teknikleri uzaktan öğrenmemizi uygun buldu ve bize yönlendirmelerde bulundu, ancak evde kendi ekipmanlarımız yoksa ne yapabiliriz? İnternette bu ekipmanları satan site ya da firmalardan sipariş verebilir ya da daha ekonomik bir şekilde bu sorunumuzu kendimiz çözebiliriz. Şöyle ki; hepimizin evinde bulunan bir vileda sopasını jo yerine kullanabiliriz. Ya da mecbur kalıp dışarıya çıktığınız bir aralıkta, herhangi bir marketten metal bir vileda sopası satın alabilir veya bir nalburdan tahta bir süpürge sapı temin edebilirsiniz. Fırsatınız varsa temin edeceğiniz bu sopanın; tahta olması, tahtaya alışkın hale gelmeniz açısından daha iyi olacaktır. Bokken yerine, jo için aldığınız malzemeyi rahatlıkla kullanabilirsiniz ya da imkanınız varsa, orjinal bokken boyutlarında bir tahta kestirtebilirsiniz. Jo için aldığınız malzemeyi bokken olarak kullanacağınız durum için ufak bir tavsiye; tahtanın bir yüzeyine kılıcın keskin yüzünü sembolize etmek amacıyla bir bir bant çekebilir ya da o yüzeyi boyayabilirsiniz. Yine bu işlemi kılıcın tutma yeri için de uygulamanızı tavsiye ederim. Bu sayede bokken antrenmanlarınızda, elinizde bulunan malzemenin yuvarlak yüzeyi kafanızı karıştırmaz ve bokken tekniklerinizi daha net bir biçimde çalışabilirsiniz. Tavan yüksekliğinden ya da boş alandan yana sıkıntısı olanlar ise; bu teknikleri tek el ile ve varsa tanto’ları (tahta bıçak) kullanarak veya yirmi beş ya da otuz santimlik bir tahta çubuk-sopa ya da plastik parçasıyla da çalışılabilirler. Eski günlerde Japon Samuraylarının kılıç tekniklerini daha sakin bir modda yelpaze ile çalıştıkları gibi. Kısa tahta parçası ya da plastik bulmakta zorlananlar için ise, boş bir havlu selpak yada streç film rulosu iyi bir antrenman malzemesi olacaktır. Evdeki Aikido antrenmanlarınızın son bölümlerinde soğutma egzersizlerinizi ihmal etmemenizi tavsiye ederim.


Peki ben evimde Aikido antrenmanlarımı nasıl yapmayı tercih ediyorum? Bu süreçte öğrencilerimle online ortamlardan devam ettirmekte olduğum grup ve özel derslerim sayesinde -çok minnettarım ki- her gün antrenman yapabiliyorum. Antrenmanlarıma temel ısınma hareketleriyle başlayarak; baş-boyun, omuzlar, kollar, bilekler, sırt-bel, dizler, bacaklar, ayak bilekleri sıralamasıyla ısınmamı tamamlıyorum. Temel ısınma egzersizleriniz üzerine dilerseniz biraz şınav, mekik, squad, jumping jack, star jump egzersizi de ekleyerek fonksiyonel antrenman tarzında bir başlangıç yapabilirsiniz. Benim için temel adımlamalar ve dönüş teknikleri Aikido’nun temellerini oluşturmaktadır. Aktif dönemlerde olduğu gibi, bu süreçte de temel adımlama ve dönüş tekniklerini her antrenmanımda ya da öğrencilerimle yaptığım her derste mutlaka yapıyorum ve çalışıyorum. Temel adımlamalar ve dönüşler Dojo’dan Dojo’ya (Dojo: Savaş Sanatlarının çalışıldığı salon ya da merkezlere veerilen ad.) ve ekolden ekole değişiklik gösterebiliyor olasalar da nelerden bahsetmek istediğimin anlaşılabilmesi adına bazı isimleri paylaşmak isterim; “temel olarak taisabaki teknikleri, irimi, tenkan, irimi tenkan, kaiten, taino henko solo, okuri-ashi, ayumi-ashi, mawari-ashi, tsuki-ashi,”. Bunun yanı sıra yukarıda da bahsettiğim gibi her antrenmanımda üç ya da dört teknik seçerek, belirli tutuş ya da vuruşlardan bu teknikleri nage ve uke olarak uygulamaya çalışıyorum. Ayrıca normalde de çok sevdiğim ve düzenli olarak çalışmaya özen gösterdiğim; Bukiwaza (silah çalışması; bokken-jo-tanto-diğer silahlar) antrenmanları, evdeki gündelik antrenmanlarımın da vazgeçilmezi. Her gün mutlaka ken suburi’leri çalışıyorum. Temel ken suburileri çok tekrara odaklanmaksızın form olarak gözden geçiriyorum, ardından seçtiğim temel bir suburiden shomen suburi yi yüklü adette bir miktarda yapıyorum. Bu hem tekniğimi iyileştirmek, hem kesişimi geliştirmek ve hem de fiziki olarak bir vücut antrenmanı yapabilmek için seçtiğim bir yöntem. Jo ile çalışırken de; kendi belirlemiş olduğum temel formlar ve katalar üzerinden antrenman yapıyorum. Jo antrenmanlarımın olmazsa olmazı ise; otuz bir jo kata. Her gün mutlaka bu formu tekrar etmeye devam ediyorum. Gerek bokken ve gerekse de jo ile çalışırken, evimin boş alan imkanından da yararlanarak kulaklıkla müzik dinleyerek serbest formda çalışmayı seviyor ve tercih ediyorum; tabii ki çocuklarım etrafta değillerken. Eğer evinizde antrenman için boş alan imkanınız geniş değil ise, elinizdeki ekipmanının/silahın boyunu mevcut imkanlar dahilinde kısaltabilir ve free form yani serbest formlarda çalışmalarınızı gerçekleştirebilirsiniz.


Kendi antrenmanlarımda odaklandıklarım ve sizlerin de evlerinizdeki Aikido antrenmanlarınızda odaklanabileceğiniz temel noktaları sıralayacak olursam; temel adımlar, temel duruşlar, temel dönüşler, temel teknikler nage olarak, temel teknikler uke olarak, bokken suburi teknikleri, bokken formları, bokken kumutachi teknikleri solo olarak, bokken kataları, jo suburi teknikleri, jo kumitachi teknikleri solo olarak, temel jo kata formları diyebilirim.


Aikido her ne kadar eşli çalışılan ve eşli uygulamaları bünyesinde barındıran bir Sanat olsa da; aynı zamanda evde ve tek başınıza olsanız dahi rahatlıkla çalışabileceğiniz bir Sanattır. Temel duruşlara, adımalamalara, dönüşlere ve temel tekniklerinin formlarına odaklanıp antrenman yapmanız bu süreç için yeterli olacaktır. İnanın bana; düzenli, ciddi, disiplinli ve gönülden bir antrenman sürecinin ardından Dojo’nuz açıldığında kendinizdeki gelişime siz bile şaşıracaksınız.


“Evde Aikido antrenmanlarımıza neden devam etmeliyiz?”


Bu ikinci sorumuzun cevabı bence ilkinden daha da geniş bir açıklamaya sahip. Ancak sözü çok uzatmayacağım. Öncelikle sizlerin de bildiği gibi Aikido; bir yolculuk ve yaşam boyu sürebilecek bir kişisel gelişim öğretisidir. Aikido; bedensel-zihinsel-ruhsal bir yolculuktur. Bu yolculukta kişi pek çok kazanımlar elde eder.


Bu kazanımlardan birisi de; “uyumlu olmak ve/veya uyumlu hale gelmektir.” Aikido’nun ilk hecesi “Ai” yani uyumdur. Aikido bizlere, değişen koşullara süratle adapte olabilmeyi ve süreçle uyumlu hale gelerek, bu uyum içersinde rakibi kontrol etmeyi ve onu en az zarar ile kontrol altına almayı ya da etkisizleştirmeyi öğretir. Aikido’yu hayatlarımıza yansıtmayı başardığımızda ise; şüphesiz ki hayattaki değişen koşullarla uyum içerisine girme becerisini kazanabiliriz.


Tıpkı bu süreçte olduğu gibi. Dojo’larımız yoksa evlerimiz var, jo’muz yoksa süpürge sopalarımız, bokken’imiz yoksa yelpazemiz var. Bizler antrenman yapmak istedikten sonra, bizlere her yer Dojo’dur. Biz neredeyseki Dojo’muz orasıdır. Biz yeter ki Aikido çalışmak ya da antrenman yapmak isteyelim. Bir yoga minderi büyüklüğünde alan bile bizim için yeterli olacaktır.


Peki evlerimizde neden Aikido antrenmanı yapalım ya da yapmalıyız? Bence herşeyden önce psikolojimizi sağlam tutmamızda son derece yardımcı olacağı için. Sonra fiziki olarak sağlam olabilmemiz için bize destekçi bir aktivite olduğundan. Fiziki ve psikolojik dirence oldukça fazla ihtiyaç duyduğumuz bu zorlu süreçte bence Aikido her ikisinde de bizi yeterince destekleyecektir.


Dojo’da olmayı, oradaki Dojo arkadaşlarımızla fiziki olarak antrenman yapabilmeyi oldukça özlediğimiz bu süreçte, Aikido Sanatımızın gerilememesini ve hatta ilerlemesini istiyorsak; bunun anahtarı kesinlikle kendi kendimize de olsa düzenli ve ciddi olarak antrenman yapmaktan geçiyor.


Kendimiz için, vücut sağlığımız için, bedensel direncimiz için, sağlıklı ve güçlü bir psikolojik yapıyı koruyabilmek için Aikido’yu yaşamaya ve çalışmaya devam edebiliriz.


Aikido bilmeyenler ve öğrenmek isteyenler; biraz daha sabır. İnşallah çok yakında bu zor günler geride kalacak, yine ve yeniden özlediğimiz hayatlarımıza döneceğiz. İşte o zaman Dojo’lar açılacak ve siz tercih ettiğiniz bir Dojo’ya gidip Aikido Sanatını deneyebileceksiniz. Size tavsiyem, o zamana kadar Aikido’yu ve Aikido Dojo’larını araştırmanız ve hatta içinize sinenler ile arayıp konuşmanız.


Umarım en kısa sürede Dojo’larımızda özlediğimiz sıkı fiziksel antrenman tempolarımıza dönebiliriz…



604 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page