Fudoshin ve Mushin gerek Savaş Sanatları, gerekse de Zen öğretileri için oldukça önemli olan kavramlardır. Bu kavramların anlaşılabilmesi, hem Zen öğrencilerinin hem de Savaş Sanatçılarının zihinlerini ulaştırmaya çalıştıkları seviyeleri anlamımıza yardımcı olacaktır.
Fudoshin;
Fudoshin 不動心 ; “hareketsiz zihin” ya da “sarsılamaz zihin” anlamındadır. Fudoshin Fudo; hareketsizlik, sağlamlık, sarsılmazlık ve shin; kalp, ruh, zihin anlamlarına gelen iki kanjiden oluşmaktadır. Japonlar için Fudoshin; zihinsel olarak hayatta pek çok zorlukla yüzleştikten sonra tamamen soğukkanlılığa-dinginliğe-korkusuzluğa-sarsılmazlığa ulaşmış bir zihin durumunu ifade etmektedir. Bu soğuklanlı ve sarsılamaz zihinsel sakinlik hali, Budo yani Savaş Sanatları öğretilerinin çalışılabilmesi ve bu öğretilerde yol alınabilmesi için gereken temel esaslardan birisi olarak ele alınmalıdır.
Fudoshin, barışçıl bir tüm kararlılık ve sarsılamaz bir irade ifadesidir. Fudoshin, kazanmaya kararlı bir ruhun göstergesidir. O ruh; cesaretle doludur ve kazanma yolunda karşısına çıkacak her türlü engele dayanacak tahammüle ve onları aşacak kararlılığa sahiptir. Fudoshin; kargaşa, tereddüt, şüphe ya da korku ile rahatsız edilemeyecek bir yenilmez zihin hissi ile ilişkilendirilmektedir.
Feodal Japonya döneminde Fudoshin; Samurayların tehlike, acı, zorluk ve hatta ölüm ile korkusuzca yüzleşebilmelerindeki sorgusuz ve koşulsuz cesaret göstergesi ile ifade edilmekteydi.
Mushin;
Mushin 無心, “zihnin yokluğu” anlamındadır. Mushin Japonca iki kanjiden oluşur. Mu; eksiklik, yokluk ve shin; kalp, ruh, zihin anlamlarındadır. Mushin kavramı, Zen öğretisinde sıklıkla kullanılan, “Mushin no shin” yani, “zihin yokluğu olan zihin” kavramının kısaltmasıdır. Bu kavramın köklerinin Çin’den çıktığına inanılmaktadır.
Zihnin yokluğu ya da zihnin olmaması kavramı yüzeysel olarak bakıldığında kişinin bilgi, birikim, beceri, donanım anlamında yoksun ya da eksik olması gibi anlaşılabilir. Ancak Mushin kavramında ifade edilen zihnin yokluğu hali; kişinin zihnini tüm düşüncelerden, duygu ve hislerden arındırarak tamamen açık hale getirmesi durumudur. Mushin her duruma açık ve hazır bir zihnin ifadesidir. Bu seviyeye ulaşan bir zihin dışsal faktörlerden etkilenmez, çevresel faktörler yüzünden bulanmaz.
Tıpki Fudoshin gibi, Mushin kavramı da Savaş Sanatları açısından son derece önemli bir kavramdır. Savaş Sanatçıları Mushin’e ulaşamaya çalışırlar. Bu sayede zihinlerini boşaltabilmeyi ve dışarıdan gelecek olan olumlu-olumsuz her türlü duygusal uyarılara zihinlerini kapatabilmeyi öğrenebilirler. Mushin’e ulaşılabilmesi durumunda Savaşçının zihni, karşılarındaki durum ya da rakip ne kadar zorlu olursa olsun korkuya kapılmaz ya da bulanmaz. Rakiplerinin iriliği-kısalığı, hızı-yavaşlığı, çevikliği-çelimsizliği, tecrübesi-tecrübesizliği, silahları-silahsızlığı onların zihnini bulandıramaz ve etkileyemez.
Gerek Fudoshin, gerekse de Mushin kavramlarını anlamak bir Savaş Sanatçısı açısından oldukça önemlidir. Bu kavramları anlayan, sindiren, kendisine katmak ve kazandıktan sonra da kaybetmeksizin geliştirmek olan savaş sanatçılarının yapması gereken şey zihinsel ve fiziksel egzersizdir.
Zihinsel egzersiz ile kastettiğim meditasyondur. Gerek antrenman sırasında (Aikido derslerinde ders açılış ve kapanışlarındaki seramoniler sırasında yapılan mokuso isimli kısa meditasyon çalışmaları) gerekse de günlük hayatta yapılan düzenli meditasyon çalışmaları ile zihin düşünceden ve duygudan arındırılmaya çalışılabilir. Meditasyonun temeli zihni düşüncelerden-duygulardan arındırarak saflaştırabilmeltir. Şüphesiz ki meditasyonda ne kadar ileriye gidilebilirse, zihin de o denli saflaşacaktır.
Fudoshin ve Mushin yolunda gerekli olan ikinci şey ise fiziksel egzersizdir. Düzenli, odaklı ve daimi çalışma. Bir tekniği ilk kez öğrendiğimizde, içimizde pek çok duygu ve aklımızda da pek çok sorunun belirmesi olağan ve doğaldır. Bu duygu, düşünce ve sorular ancak düzenli, odaklı ve kararlı çalışmalar ve antrenmanlar ile azaltılabilir. Düzenli çalışmalar sayesinde, hareket ve tekniklere olan güven artacaktır. Güven arttıkça da düşünceler-dugular azalmaya ve bu sayede de zihin berraklaşmaya, teknikler ise saflaşmaya başlayacaktır.
Saf ve berrak bir zihin sayesinde sakinlik düzenli olarak korunabilecek, yeni şeyler de açıklıkla öğrenilebilecektir...
Comments