top of page
Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

ÖZ DİSİPLİN ve HEDEFLER

Bu haftaki makalemin konusu; “Özdisiplin ve Hedefler”.

Öz-disiplin ile; hayatta hedeflediklerimiz ve bu hedeflere ulaşabilmekteki başarımız arasında son derece sıkı bir bağ olduğuna inanıyorum. Hayatta kendimize hedefler belirlemekten daha da önemlisi, o hedeflerin gerçekçi hedefler olmaları ve o olası hedeflerimizi gerçekleştirebilmektir. Şühesiz ki; kendimiz için belirleyip koyduğumuz o hedeflere başarıyla ulaştığımızda elde edeceğimiz pozitif duygular ve kazanımlar da işin cabasıdır. Elbette ki; hepimiz hayatlarımızda kendimize kısa orta ve uzun vadeli hedefler koyuyoruz. Kimimiz inanarak, kimimiz bazı ütopyalara dayanarak, kimimiz tutarlı, kimimiz ise tutarsız ve ulaşılamaz hedefler koyuyoruz kendimize. Ama öyle ya da böyle hemen hemen her bireyin kendisine koyduğu belirli hedefler var hayatta. Ancak pek azımız kendimize koyduğumuz bu hedeflere tamamen ve başarıyla ulaşabileceğimiz şansları, olanakları, ve başarı fırsatları elde edebiliyoruz ya da yaratabiliyoruz. Hedeflerimize ulaşıp ulaşamamamızdaki etkenlerden birisi de; hedeflerimizin gerçekliği ve ulaşılabilirliği tabii ki.

Öz-disiplini kelime anlamı olarak açıklayacak olursak;

Öz-disiplin; kişinin belirlemiş olduğu hedeflere ulaşabilmesi için davranışlarını ve alışkanlıklarını kontrol altında tutması; hedeflerine odaklanması, izlemesi gereken süreçleri takip ederek hedefe ulaşma sürecindeki psikolojik tutumlarıdır. Aynı zamanda öz-disiplin; kişinin hislerini kontrol etme ve zayıf yönlerini aşma yeteneğidir. Öz-disiplin kişinin; yapılması gereken şeyi, yapılması gereken zamanda, hiçbir istek ya da talep olmaksızın, kendi kendine yapabilmesidir.

Kişisel gelişim uzmanı Jim Rohn’un çok doğru bulup sevdiğim bir sözü vardır; “Disiplin, hedefler ve başarı arasındaki köprüdür.” Gerçekten de kişi öz-disipline ve yeterli motivasyona sahip olmadığında kendine koyduğu hedeflere ulaşmada tam olarak başarı elde edemeyecektir. Kişi, bir konuda ya da alanda her ne kadar yeteneğe bile sahip olsa, bunu pekiştirerek hedefe yürümesini sağlayacak olan öz-disiplinden uzaksa, hedeflerine ulaşabilmek konusunda yetersiz kalabilecektir.


Kişiyi başarıya götürebilecek, hedeflerine ulaştırabilecek olan yetenek midir? Yoksa disiplin mi?

Tartışmaya son derece açık olan bu soru, uzun yıllarca uzmanlar tarafından sıkça tartışılmıştır. Peki sizce hangisi gereklidir? ya da Başarıya ulaşmak veya koyulan/belirlenen hedeflere varmak ta hangisi daha önemli bir etkendir?


Bir konu, iş, branş ya da uğraş hakkında az da olsa bir yatkınlığa ya da yeteneğe sahip olmak; kişiye şüphesiz ki başlangıçta ve genel süreçte belirli avantajlar sağlayabilecektir. Ancak sürecin genel akışına ve devamlılığına baktığımızda; yetenek ya da yatkınlık tek başına yetersiz kalacak ve belli bir noktadan sonra öz-disiplin, içsel motivasyon, istek, devamlılık ve kararlılık gibi kavramlar da işe dahil olacaklardır. Az önce saydığım kavramların tümünü birden öz-disiplin altında toplayabiliriz aslında. Çünkü; kişinin içsel motivasyonunu sağlayıp korumasında, istekliliğini arttırıp bunun devamlılığını oluşturmasında, süreç içerisindeki katılımsal devamlılığını sağlamasında, süreçte kararlı bir tutum sürdürebilmesinde en etkin parametre kişinin öz-disipline sahip olmasıdır.

Sonuç olarak, kişinin yapmakta olduğu şey/kendini adamış olduğu şey her ne olursa olsun (iş, spor branşı, sanat dalı, kişisel gelişim alanı, eğitim, aile yaşantısı, insan ilişkileri, annelik/babalık, evlatlık); o şeyde başarılı olabilmesinin, başarıya ulaşabilmesinin ve genel hedeflerini başarıyla kucaklayabilmesinin anahtarının; biraz yetenek, biraz o işe olan yatkınlık, biraz öğrenme ile gelişim isteği ve bolca da öz-disipline sahip olmak olduğunu düşünüyorum.



“Kendi kendini disipline edemeyenler, yetenekleri ne kadar fazla olursa olsun amaçlarına ulaşmakta zorlanırlar…”


Özgüven; başarılı olabilmek ve hedeflere ulaşabilmek açısından son derece önemli bir kavram ve etkendir. Ancak doğru kullanıldığında ve yönetilebildiğin de… Özgüven de tıpkı ego gibi doğru kullanılmadığında; bizi ileri götürmek yerine geri çekecek ve geride bırakacak bir etkendir. Doğru yönetilebilen bir kişisel ego ve doğru motivasyonu sağlayabilen bir özgüvene sahip olmak; öz-disiplinle birleştirilebildiğinde başarıya ve hedeflerimize doğru düzenli ve istikrarlı bir şekilde ilerlememizi sağlayacaktır.

Öğrencilerime hep anlatırım, “tavşan ile kaplumbağa” masalını. Hemen hemen hepimiz biliriz bu masalı. Çok hızlı koşabildiği için kendisine çok güvenen, her yerde sürekli olarak kimse tarafından geçilemeyeceğini ve yenilmez olduğunu öne süren tavşanın, kendisine meydan okuyan yavaş mı yavaş kaplumbağa tarafından hezimete uğratılışının hikayesini… Masallar genel olarak pek çok anlamlı mesaj ve dersler barındırırlar. Onları okurken çok kazanımlar elde edebilir insan. Bu örnekte olduğu gibi…

Tavşan ve kaplumbağa masalı; kibre dönüşmüş bir özgüvenin, öz-disiplin karşısında aldığı mağlubiyetin en güzel ifadelerindendir. Bu masal ayrıca; önemli olanın yapılan işte kararlı ve devamlı olunmasının” gerektiğinin ve öneminin de bir ifadesidir.

Peki öz-disiplin bir anda kazanabileceğimiz bir alışkanlık mıdır? Ya da öz-disiplin kazanmak adına neler yapabiliriz?


Çoklarımızca bilinen anlamlı ve güzel bir deyiş vardır;


“Hayallerinize dikkat edin; çünkü onlar düşünceye dönüşürler.

Düşüncelerinize dikkat edin; çünkü onlar davranışa dönüşürler.

Davranışlarınıza dikkat edin; çünkü onlar alışkanlığa dönüşürler.

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; çünkü onlar kaderiniz olurlar…”


Davranışlarınızı kontrol altında tutabiliyorsanız, temel olarak öz-disiplininizi oluşturmuşsunuz demektir. Öz-disiplininizi kontrol etmek istiyorsanız, alışkanlıklarınızı kontrol etmeniz gerektiği de uzmanlarca sıkça söylenmektedir.

Bence öz-disiplin, daha çocuk yaşta bazı doğru alışkanlıkların kazanımıyla ve bu doğru alışkanlıkları düzenli bir şekilde gerçekleştirmeyle temelleri atılabilecek bir kazanımdır. Atalarımızın dediği gibi “Ağaç, yaşken eğilir.”


Düşünce tarihinin en önemli filozoflarından birisi olan Yunan düşünür ve bilge Aristoteles hayatta başarılı olma yeteneğinden söz ederken bir keresinde; “Gençlikte kazanılan iyi alışkanlıklar her şeyi değiştirir.” demiştir. Şüphesiz ki; insan çocukluk ya da gençlikte kazandığı alışkanlıkların üzerine yenilerini ekleyerek ve bunları pekiştirerek öz-disiplini oluşturabilir.


Öz-disiplin kazanabilmek adına yapabileceklerimizden bazıları;

Organize olun; Öz-disiplin kazanıp başarılı olabilmek ve hedeflerimize ulaşabilmek için günlük yaşamımızı (iş yaşantımızı ve şahsi hayatımızı) organize etmeliyiz. Organize bir yaşam disiplinli bir yaşamdır. Düzen, tertip, temizlik ve sistemli olmak; organize olmayı ve organizasyonu, organizasyon da; disiplini getirir. Tertip ve düzenin oluşturulması daha çocuk yaşlarda belli sorumlulukların kazanılabilmesiyle daha kolay olarak sağlanabilecektir.

Zamanı yönetin; Zamanı doğru ve etkin kullanabilmek özellikle günümüz dünyasında kolay kazanılabilecek , sağlanıp devam ettirilebilecek bir alışkanlık değildir. Zamanı etkin kullanabilmek; önemli ile önemsiz, acil ile acil olmayan ve gerekli ile gerekli olmayan işlerin ayrımlarını ve bunların sıralamasını doğru yapabilmekle mümkündür. Öz-disiplin kazanımı ve kullanımı da büyük ölçüde zamanın doğru kullanılması ve yönetilmesiyle alakalıdır.

Hedefler belirleyin; Kendinize ulaşılmaz ütopik değil, aktif, erişilebilir ve uğrunda mücadele etmeye değecek gerçekçi hedefler belirleyin. Hedeflerinize ulaşabilmek için; planlı, düzenli ve ciddi bir şekilde çalışın. Hedefleriniz kademeli olsun ki; bu olası hedeflerinize ulaşmanız mümkün ve olası olsun.

Vazgeçmeyin ve ısrar edin; Hiçbir öz-disiplin, onda ısrar edilmedikçe ve istikrarlı bir şekilde o davranış sürdürülmedikçe/tekrarlanmadıkça kazanılamaz. Başarılı olmanın anahtarı; hedefiniz yolunda azim, kararlılık, devamlılık, sabır ve disiplinle yürümekten geçer. Sevdiğim ve öğrencilerime hep söylediğim bir söz vardır; “Vazgeçenler asla başaramaz ve kazanamazlar. Başaranlar ve kazananlar ise; asla vazgeçmeyenlerdir.” İnsanlık tarihini değiştiren buluşların mucitlerine bakın, eğer onlar kolayca vazgeçip, hedeflerinden ayrılsalardı; günümüzde halen karanlıkta oturuyor, diş hastalıklarından ölüyor, çamaşırlarımızı elde yıkıyor olabilirdik. Ve daha niceleri… Hedeflerimiz yolunda kararlı ve ısrarcı olmalıyız.

Bunun yanı sıra; Düzenli ve kaliteli beslenmek, kaliteli bir uyku düzeni oluşturmak, düzenli ve aktif egzersiz yapmak, zihnimizi temiz ve arı tutmak, faydalı alışkanlıklara sahip olmak, stresi mümkün olduğunca kendimizden uzak tutmak, kendimiz için olumlu şeyler yapmak, hedeflerimize ulaştığımızda kendimizi yeterince ödüllendirmek gibi faktörler de öz-disiplin kazanımını etkileyecek dolaylı etkenler ve faktörlerdir.

“Uzun vadeli hedeflerinize ulaşabilmek için kendinize basamaklama yapabileceğiniz alt hedefler koyun.” Bu sayede dağın zirvesinde olan hedefiniz gözünüzü korkutamayacaktır. Ve siz zirveye çıkarken, bu alt hedefleriniz/basamaklamalarınız sayesinde; zirvenin altındaki uygun ve elverişli katmanlarda durup, dinlenip, soluklanabileceksinizdir. “Ayrıca; kısa vadeli hedeflerinizi başardıkça, orta vadeli hedeflerinizi gerçekleştirebilmek konusunda ve orta vadeli hedeflerinizi gerçekleştirdikçe de uzun vadeli hedeflerinize ulaşabilmek konusunda kendi öz motivasyonunuzu kazanabilir, yaşadığınız tatmin ve gurur duygularıyla yolunuza öz-disiplin ile devam edebilirsiniz.”

Sonuç olarak; başarılı olabilmek adına kısa–orta–uzun vadeli hedefler koymak, bu hedeflere ulaşmak ve başarılı olabilmek adına; azimle, kararlılıkla, sabırla, içtenlikle, gayretle kısacası öz-disiplinle, vazgeçmeden çalışmak gereklidir. Öz-disiplin; hedeflere ulaşmada ve başarılı olmada en büyük anahtarlardan birisidir.


Peki gerek Savaş Sanatları disiplinleri ve gerekse de Aikido Sanatı, öz-disiplin kazanımına ya da öz-disiplinin geliştirilmesine olumlu yönde bir etkide bulunabilir mi? Bu sorunun cevabı kesinlikle evet.

Aikido ve Savaş Sanatları öğretilerinin; öz-disiplinin kazanılmasında ve öz-disiplinin geliştirilmesinde şüphesiz ki son derece büyük ve olumlu katkıları vardır. Savaş Sanatları öğrencilerinin ve Savaş Sanatları eğitmenlerinin bu soru hakkında pek çok açıklama da bulunabilecekleri bir gerçektir. Ben burada Savaş Sanatları ile öz-disiplin arasındaki bağlantıdan uzun uzadıya bahsetmek yerine yazımı sonlandırmadan önce, bu bağlantıya kısaca değinmek istiyorum.

Gerek Aikido ve gerekse de diğer Savaş Sanatları disiplin ve öğretilerinin temelinde askeri düzen ve disiplin yatmaktadır. Savaş Sanatları genel olarak; yoğun bir disiplin altında, belirli ve değiştirilemez katı kurallarla, belirli bir düzene uygun şekilde, sistematik olarak uygulanmakta olan sanatlardır. Tüm bu özellikleriyle Savaş Sanatları öğretileri; çalışanlarının hayatlarını düzene sokmak, onların belirli alışkanlıkları oluşturabilmelerini sağlamak ve onları disipline edebilmekte çok başarılıdırlar. Belirli bir düzen ve rutine göre yürütülen antrenmanlar, kişinin belirli bir sistem ve düzeni oturtmasını sağlamaktadır. Kısa-orta-uzun vadeli gelişim hedefleri, bu hedefler başarıldığında hak edilen -kişisel motivasyonu arttırıcı- kuşak terfileri, vazgeçmeksizin alışkanlığa dönüştürülen günlük sistemli çalışmalar, bireyin öz-disiplinini oluşturup pekiştirme de harika yardımcılardır.

Şayet ki öz-disiplinim yok diyorsanız; kendinizi ilgi alanlarınıza uygun bir hobiyle buluşturabilir ve kendiniz için bu sanat, spor, eğitim, gelişim, öğrenim, paylaşım aktivitesinde alışkanlık kazanmaya başlayabilirsiniz. Bu kazanacağınız alışkanlığı sevmeniz durumunda da, kararlılıkla ilerleyerek öz-disipline ulaşabilirsiniz.


Öz-disiplininizi bulabilmeniz/pekiştirebilmeniz ve hedeflerinize bu öz-disiplin ile ulaşıp başarıyı kucaklayabilmeniz dileğiyle…



353 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page